HAKKIMIZDA

21 Aralık tarihinde, Kuzey yarım kürede yılın en uzun gecesi yaşanır. Bu anlamda “Şeb-i Yelda” edebiyatta sıklıkla kullanılmış ve şiirlerin vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur.  17. Yüzyılda yaşayan divan edebiyatı şairlerimizden Bosnalı Sabit, “Şeb-i yelda’yı müneccimle muvakkit ne bilir/Müptela-i gama sor kim geceler kaç saat” beyti ile ünlüdür. Yaklaşık yüzyıl önce Türkiye’nin Varşova Büyükelçisi olan Üsküp doğumlu ünlü şairimiz Yahya Kemal de “Şeb-i yeldâda uzar fecre kadar kıssa-i aşk / Tâ ki Mecnun bitirir nutkunu Leylâ söyler.”  şiiriyle adeta ona nazire yapmıştır.

Bu büyük ediplerimizin yolunda, kış gecelerinin uzun olduğu Polonya’yı ikinci vatan edinmiş, çoğunluğu genç edebiyatçılarımızın ürünü olan bir edebiyat grubudur Şeb-i Yelda.

 Artık Varşova’nın kışları, Yahya Kemal’in Kar Musikileri şiirinde  Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu / Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu.”  şeklinde ifade ettiği kadar soğuk ve karlı değil. Bilmiyoruz, küresel ısınmadan dolayı mı, yoksa sıcak diyarlardan gelen sıcak insanların hatırına mı?

Nostalji, hasret ve duygu yüklü edebi çalışmalar, şiirler, okumalar gibi edebiyata dair her şeyin içinde hayat bulduğu bir edebi inisiyatif grubudur.