Empati, kişinin kendisini bir başkasının yerine koyarak duygularını ve düşüncelerini anlama yetisine denir. Dünyada 7 milyar civarı insan yaşamaktadır. Bu insanların kendilerine ait, diğer insanlardan farklı hayatları var.
Hepimiz zor bir hayat yaşıyoruz. Sabah erken kalkıyoruz, işe veya okula gidiyoruz. Oralarda deli gibi çalışıyoruz, sonra eve dönmeden önce alışveriş yapıyoruz ve eve geliyoruz. Evlerimizde aile fertleriyle ilgileniyoruz, yemek yiyoruz, yarım kalan işlerimizi bitirmeye çalışıyoruz. Ne kadar da stresli bir döngü içindeyiz. Bu stres arasında bazen yanlış şeyler söyleyebiliyor, başkalarının kalplerini kırıyoruz. Empati kurmadan konuşuyoruz. Büyükler konuşmadan önce düşünmemizi söyler, konuşmadan önce bir kez düşünsek, bir kez kendimizi karşımızdaki kişinin yerine koysak, empati yapsak, belki daha az insanın kalbini kırar, ya da işyerindeki veya okuldaki kabalıkların gönül kırıklıklarının önüne geçebilir, hatta belki savaşlara bile engel olabilirdik.
Bir başkasıyla kurduğunuz empati, en güzel iletişim şekillerinden biridir ve o kişiyle daha yakın bağ kurar onu anlar, benimsersiniz. Eğer siz bunu yapmaya, karşınızdakini anlamaya devam ederseniz, O da sizi bir süre sonra anlar ve benimser, aynı şekilde sizin ona anlayış gösterdiğiniz gibi o da size anlayış gösterir. Bunu kime yaparsanız yapın, hepsinden aynı sonucu alırsınız. “İyilik yapan iyilik bulur” derler ya, empati de onun gibi, eğer empati kurarsanız hem daha iyi bir hayat yaşar, insanlarla olan iletişiminiz güzelleşir hem de çevreniz genişler. Bununla beraber aynı nazikliği, anlayışı başkasından da görürsünüz. Melbourne Çocuk ve Okul Psikolojisi Servisi, empatinin sosyal alanda kişiyi geliştirdiğini problemlerin çözümünde büyük rol oynadığını, birçok sıkıntıya veya kavgaya neden olabilen duygusal çatışmaları önleyebildiğini, daha iyi sosyal ilişkiler geliştirmemizi sağladığını, aile ve arkadaşlık ilişkilerini güçlendirdiğini belirtiyor. Madem empati bu kadar yararlı ve faydalı, neden biz de daha çok empati yapıp insanlığımızı geliştirmiyoruz? Neden empatiyi okullarda çocuklara öğretmiyoruz? Şu an okullarda geleceğimiz olan nesiller yetişiyor, geleceğimiz okullara emanet ise neden buna daha çok değer vermiyoruz. Değer derken iyi notlar ve sınavlardan bahsetmiyorum tabii ki, insancıl değerlerden bahsediyorum. Empati gibi hazinelerden bahsediyorum, okullar ne kadar iyi olursa olsun, ne kadar iyi eğitim verirlerse versinler insanlığın değerini ve temelini öğretemedikleri sürece okul tamamen bir zaman kaybı olur. Empati yapmayı bilen, okumuş, iyi eğitim almış bir doktor diğerlerine kıyasla daha başarılı olur. Empati kurmasını bilen bir mühendisin karşısındakinin ihtiyaçlarını anlayarak yapabileceği şeyleri bir düşünün veya karşısındaki insanı anlayabilen ve hissedebilen bir mimarın, bu hayatta bırakabileceği eserleri bir düşünsenize. Aynısı diğer meslekler için de geçerlidir, ressam, müzisyen, polis, öğretmen, yazar, daha neler neler. Sadece bir tanesi bile, bir kişinin yüzünü güldürse, ona anlayış gösterse bir adım atsa arkasından bir sürü kişi aynı güzel adımı atabilir ve bu dünyayı daha güzel bir yer haline getirebilir.
Empati, sadece bir insanın zor zamanında kendinizi onun yerine koyarak olaya onun bakış açısından bakmanız anlamına gelmiyor. Bir insan mutluyken de onunla empati kurabilirsiniz, mesela sınavı kazanmış bir arkadaşınızla onun mutluluğunu paylaşabilirsiniz ya da bir çocuğa oyuncak alır, onunla oynayarak güzel bir anı oluşturabilirsiniz, annenize okul veya iş dönüşü çiçek alarak gününü güzelleştirebilirsiniz. Onların mutluluğunu yaşayabilirsiniz. Sadece bir insanın değil en az iki insanın yüzünü güldürmüş olursunuz. Ayrıca empati için para harcamanıza da gerek yok, sadece aklınızı ve kalbinizi kullanmanız yeterlidir.
Empati hayatınızın her yanında ve her zaman kullanabileceğiz bir duygudur, onlar dünyayı güzelleştirecek olan küçük hediyelerdir. Tek yapmanız gereken onları kullanmayı unutmamak. Bazen işlerimize gösterdiğimiz özeni bir başkasına da göstermeliyiz ki bu hayat daha yaşanabilir bir hale gelsin. Unutmayın geleceğimizi hayata uyguladığımız küçük kararlar belirler, yaptığınız şey ne kadar yararlıysa geleceğiniz de o kadar parlak olur.
NUREFŞAN TANIŞ