“Şeb-i Yelda”… En uzun gece. Karanlığın sabırla beklenen sonu. Doğunun metaforik belleğinde, gecenin en koyusunda bile umudun bir ışık gibi var olduğunu hatırlatan güçlü bir simge. İşte bu anlam yüklü gecenin adı, şimdi Polonya’da doğan, kültürlerarası bir edebiyat dergisinin ilham kaynağı.
Bir Hayalin Gerçeğe Dönüşü
Şeb-i Yelda Dergisi, Polonya’da yaşayan edebiyat tutkunlarının, göçmen kalemlerin ve yeni seslerin bir araya gelerek oluşturduğu bağımsız bir yayın kolektifi. Kökleri çok dilli kültürlerin birleşim noktasında; Türkçe, Lehçe, Farsça ve Azerice’nin aynı çatı altında buluştuğu bir edebi buluşma alanı.
Dergi, diaspora deneyimiyle biçimlenmiş; sadece bir yayın değil, aynı zamanda bir hafıza ve etkileşim platformu. İlk sayının ortaya çıkışı, aylar süren gönüllü bir çalışmanın ürünüydü. Editörlerden çevirmenlere, tasarımcılardan yazarlara kadar herkes, bireysel emeğini kolektif bir ruha armağan etti.
Sözün Derdi, Yazının Sabrı
Şeb-i Yelda, yalnızca iyi yazılmış metinler değil, “derdi olan” yazılar yayımlamayı ilke edinmiş bir yayın organı. Şiirden denemeye, kısa öyküden kültürel incelemeye kadar uzanan geniş bir içerik yelpazesiyle okura ulaşıyor. Her sayısında; göç, aidiyet, yalnızlık, kimlik, gece, sabır ve Doğu-Batı eksenindeki karşılaşmalar işleniyor.
Her sayı belirli bir tema etrafında şekilleniyor. Mickiewicz’ten Sadi’ye, Reymont’tan Şems-i Tebrîzî’ye kadar uzanan bu temalar; hem klasik edebiyatla bağ kuruyor, hem de çağdaş duyarlılıklara yer açıyor. Yazılı içerikler kadar YouTube üzerinden sunulan podcast’lerle de edebiyatın çok kanallı hâline öncülük ediyor.
Genç Kalemlere Açık Bir Pencere
Derginin en kıymetli yönlerinden biri, genç ve yeni yazarları yüreklendirmesi. İlk öyküsünü, ilk şiirini yayımlayan kalemler için Şeb-i Yelda, hem bir sahne hem de bir okul. “Serbest Kürsü” köşesi, yazı yarışmaları, atölye çalışmaları ve podcast katılımlarıyla genç yazarlar aktif olarak sürece dahil ediliyor.
Gelen her yazı editörlerin elinden geçiyor; sadece yayımlanmakla kalmıyor, geliştiriliyor, önerilerle şekilleniyor. Böylece dergi, yalnızca yayımlayan değil; yönlendiren, büyüten bir yapıya dönüşüyor.
Her Sayı: Bir Gece Kadar Derin, Bir Yolculuk Kadar Emek Dolu
Her Şeb-i Yelda sayısı, adı gibi: uzun bir geceden sabaha çıkan bir emek yolculuğu. Gönüllü ekip; içerik seçiminden çevirilere, tasarımdan tanıtıma kadar tüm süreci büyük bir titizlikle yürütüyor. Gecelere yayılan toplantılar, dilsel tartışmalar, sayfa düzenlemeleri derken ortaya çıkan her sayı, kolektif bir özverinin ürünü oluyor.
Dergi, üç ayda bir düzenli olarak yayımlanıyor ve Polonya’daki 15 büyük kütüphaneye ulaştırılıyor. Instagram ve YouTube gibi sosyal mecralarda görseller, tematik alıntılar ve podcastlerle okuyucuyla sürekli iletişim hâlinde kalıyor.
Edebiyatın Evrensel Diliyle Kurulan Köprü
Şeb-i Yelda, Türkçe, Lehçe, Farsça ve Azerice içerikleriyle yalnızca bir yayın değil, aynı zamanda bir kültürlerarası diyalog alanı. Yazılı ve sesli içeriklerle geniş kitlelere ulaşan bu platform, Polonya’daki edebiyat ortamında güçlü bir alternatif sunuyor.
Genç yazarları kucaklayan yapısı, tematik derinliği, gönüllülüğe dayanan ama profesyonel disiplinden ödün vermeyen işleyişiyle Şeb-i Yelda; hem bir edebi duruş hem de bir umut hikâyesi sunuyor.
Son Söz
“Şeb-i Yelda”, sadece karanlığın içinden çıkan bir yayın değil; aynı zamanda gecenin ortasında bile yazmaya cesaret edenlerin sesi. Her sayfası, sabırla atılmış adımların, geceden doğan kelimelerin ve kültürler arasında kurulan dostluk köprülerinin izini taşıyor.
Umarız bu ışık, nice uzun gecelere umut olmaya devam eder.