• HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Seb-i Yelda
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Seb-i Yelda
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
MECBURİYET / STEFAN ZWEİG

MECBURİYET / STEFAN ZWEİG

Ağustos 11, 2024
içinde METİN ÖZDEMİR
Reading Time: 4 dakika okundu
0

METİN ÖZDEMİR

“Ayrıca devlet bile bir insanı cinayet işlemeye zorlayamaz, buna hakkı yok… Ben de tek bir vazifem olduğunu biliyorum, insan olmak ve çalışmak…”

Bir şeylere gerçekten de mecbur muyuz? İnsan nelere mecburdur? Nelere mecbur değildir? sorularını sorgulatmaya yarayan enfes bir kitap.

Mecburiyet ve gereklilik farklı şeylerdir. Nefes almak mecburiyet ama su içmek gerekliliktir. Su içmeyebilir bu hayata veda edebilirsin. Kısacası bu hayatı yaşamaya mecbur değilsin. Mecbur olduğunda suyu içersin. Hayatta kalırsın. İradeyi eline alan insanlar kendi istediklerini yapabilir. Başkalarının isteklerine mahkum olmazlar. Kendi iraden ile tercihler yapabiliyorsan her şeyi yapmanın mecbur olmadığını hisseder özgür olursun. Hayatta bir takım mecburiyetler yok mu? İsteğimiz dışında imzaladığımız, mecbur tutulduğumuz resmi evraklar. Bizi bir şekilde sorumluluk anlamında bağlıyor biz istemesek bile. İşte bu kitap tam bunu sorgulatıyor. Tam anlamıyla özgür müyüz? Bir anda kendi isteğin dışında ülkeler arasında savaş oluyor ve gitmek istemediğin halde mecbur tutuluyorsun. Güzel güzel mutlu, barış halinde yaşarken bir anda insan öldürmeye zorlanıyorsun. Hem de sevdiğin, üzerinde yaşadığın vatanının yetkililerinin almış olduğu kararlardan dolayı? Bir anda tüm hayata dair planların alt üst…

Ya içindeki barış dışındaki savaşa galip gelecek neticesinde belki hain derecesine düşeceksin. Ya da savaşıp sistemin gerektirdiklerine uyacaksın. Vatan aşkının çok ağır bastığı toplumlarda bu duygularda böyle bir birey olmak zor ama bireyin vatana çok bağlı kalmadığı toplumlarda hemen sınır değiştiren insanlar da yok değil. Bir şekilde mülteci konumuna düşüyorsun. İsteyerek veya istemeyerek… Burada da ortaya irade koyabilmek zor.

Mecburiyet kitabının konusu kitapta şu şekilde verilmiş: Savaş karşıtı görüşleriyle tanınan Stefan Zweig I. Dünya Savaşı boyunca bu görüşlerini yaymayı kendine misyon edinmişti. Avrupalı ve “dünya vatandaşı” kimliğine büyük değer veren yazar yapıtlarında savaşın yıkıma uğrattığı “eski dünya”nın değerlerinin kayboluşunu büyük ölçüde dert edinmiştir. Mecburiyet’in ana karakteri ressam Ferdinand da savaş sırasında askere alınmamak için İsviçre’ye kaçmıştır.

Bir gün askerliğe elverişliliğinin tespiti için konsolosluğa davet edildiğinde karısının şiddet karşıtı duruşuna ihanet etmemesi yolundaki telkinlerine karşın kendini gitmek zorunda hisseder. Görev duygusu, savaş karşıtı düşünceleri ve karısına duyduğu sevgi arasında sıkışıp kalmıştır. Ferdinand her ne kadar “insanlığın ötesinde bir vatanı” olmasa da “yirmi milyon insanı boğan o zinciri” kıramayacağını düşünür.

Bir ülkenin vatandaşı olmak askerlikten vergiye kadar birçok sorumluluğu beraberinde getiriyor. Öyle bir an geliyor ki vatanın senden senin en değerli varlığını yani canını isteyebilir. Şehitlik kavramı olan Müslüman ülkelerde bu daha rahat aşılıyor. Ama ya ölmek istemeyen bir bireyse. İşte o an birey için kırılma noktası yaşanabilir.

İşin kötü tarafı kim için ve ne için savaştığını bilmemek. Böylesi bir ortamda askere çağırılan Ferdinand, özgürlük arzusu ile yetkiyi elinde bulunduranların emri arasında bir sarkacın iki ucunda sallanıp durur gibi gelgitler yaşıyor. İçinden ‘özgürlük, özgürlük’ diye haykırırken ayakları onu hiç istemediği savaş ortamına çekiyor.

Ferdinand, karısı Paula ve yerine ulaşmadan çok öncesinde bile kendini hissettiren, beklenen mektup. “Fakat bildiği bir şey vardı: Herhangi bir çekmecede yüz binlerce kağıdın arasında bir kağıt vardı. Biliyordu. Günün birinde, herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda bu çekmece çekilecekti -bu çekmecenin açıldığının duyuyor ve biliyordu- bu mektup onu buluncaya dek dolanacak, dolanacaktı.”

Savaştan kaçıp karısıyla beraber sanatına ve İsviçre’ye Zürih Gölü’ne sığınan Ferdinand acaba savaşa katılacak mı?

Ferdinand’ın kendi iç çatışması ve karısıyla olan çatışması çok güzel işlenmiş. Çok önemli ruh tahlilleri var.

“Esaretin içinde de bir özgürlük vardır nasılsa. İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir, içerde ya da dışarda olmuş hiç fark etmez.”

Ressam Ferdinand anavatanı Almanya’nın cehenneme döndüğü bir savaş döneminde ülkesinden ayrılıp sınır değiştirip İsviçre’ye yerleşse de iç dünyasındaki savaşı ve kendisinin dışında gerçekleşen ülkesindeki savaşı yenebilecek midir?

Mutlaka okuyun derim. Keyifli okumalar!

Etiketler: # MECBURİYET / STEFAN ZWEİG
SendShareTweet
Önceki Yazı

MARİA KOMORNİCKA

Sonraki Yazı

HER ŞEY YARIM KALDI!

admin

admin

Benzer Yazılar

DOĞRU KAPI VE DOĞRU ANAHTAR
METİN ÖZDEMİR

DOĞRU KAPI VE DOĞRU ANAHTAR

Mart 22, 2025
AFORİZMALAR/ FRANZ KAFKA
METİN ÖZDEMİR

AFORİZMALAR/ FRANZ KAFKA

Kasım 26, 2024
KİTAP İNCELEMESİ “BURUN”
Kitap

KİTAP İNCELEMESİ “BURUN”

Mayıs 15, 2024
Sonraki Yazı
HER ŞEY YARIM KALDI!

HER ŞEY YARIM KALDI!

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Koşulları Ve Şartları Kabul Ettim Privacy Policy.

Popüler

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
KİTAP İNCELEMESİ “BURUN”

KİTAP İNCELEMESİ “BURUN”

Mayıs 15, 2024
İNSAN NEDEN YAZAR ve NASIL YAZMALI?

İNSAN NEDEN YAZAR ve NASIL YAZMALI?

Mart 7, 2024
Sayı 12

Sayı 12

Mayıs 15, 2024
PİRDAŞ

PİRDAŞ

Ocak 17, 2021
PAYINA NE DÜŞTÜ?

PAYINA NE DÜŞTÜ?

1
AZİZE KATARZYNA

AZİZE KATARZYNA

1
BİR AVUÇ DUA

BİR AVUÇ DUA

1
SAYI 2- AĞUSTOS 2020

SAYI 2- AĞUSTOS 2020

0
Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Nisan 25, 2025
ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

Nisan 22, 2025
Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Nisan 18, 2025
BU DA DEĞİL

BU DA DEĞİL

Nisan 17, 2025

Son Yazılar

Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Nisan 25, 2025
ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

Nisan 22, 2025
Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Nisan 18, 2025
BU DA DEĞİL

BU DA DEĞİL

Nisan 17, 2025
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Mail: sebiyelda2020@gmail.com

© 2024 By Secret

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız

© 2024 By Secret

Bu web sitesi çerezleri kullanır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş oluyorsunuz. Ziyaret edin Privacy and Cookie Policy.