• HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Seb-i Yelda
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Seb-i Yelda
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
SAHİPSİZ ÇOCUKLAR

SAHİPSİZ ÇOCUKLAR

Ocak 20, 2021
içinde Serbest Kürsü
Reading Time: 4 dakika okundu
0

Vicdanlı ve merhametli anne baba çocuğu için en iyi sığınaktır. Nice çocuklar vardır ki aynı evde öz anne babasından ruh olarak uzakta ve yalnız yaşamaktadır. Anne baba çocuğunun ruhuna girememekte kendi işlerinden çocuğuna vakit ayıramamakta, aksine eve öfkeli de geldiyse annesini veya babasını bekleyen çocuğuna ters cevap vererek onun ruh dünyasında yaralar açmaktadır. Daha sonra içine kapanan çocuk internette, sokakta farklı arayışlara yönelmekte ve acı sonuçlarını aile ile birlikte yaşamaktadır. Aile “Neden böyle oldu?” diyedursun bir zamanlar üstüne titrediği çocuğunu çoktan kaybettiğinin farkında bile değildir. Çocukluğu çalınan çocuk her zaman hasar görür. Dengeli bir yetişkin olamaz. “Yirmi Dolar” hikayesini bilirsiniz. Eve sürekli geç gelen bir babanın oğlu babasına, kendisine vakit ayıramamasından dolayı yakınarak “Babacım, sen günde bir saatte kaç dolar kazanıyorsun?” diye soruyor. Babası da neden böyle bir soruya muhatap olduğunu anlamayarak “Yirmi dolar oğlum” diyor. Çocuk kumbarasından, biriktirdiği yirmi doları çıkarıp “Al sana yirmi dolar babacığım. Bana bir saatini verir misin?” deyince baba hatasını anlamış mıdır bilmem; ama değil bir saat, bir dakika bile çocuğunu görmek istese de göremeyen babalar var ve bu çocuklar anne babasız büyüyorlar. Duygu olarak anneye babaya hasret bu çocukların ruh dünyalarını düşünebiliyor musunuz?

Toplum olarak çocuklar ile ilgili çıkan olumsuz haberlerde sadece uzaktan “Ne vicdansızlar var” demekten öteye geçemiyoruz. Evde onları küçük yaşta dengeli, sağlıklı bir ruh yapısı ile yetiştirmediğimiz müddetçe toplum olarak bu tür haberler hep bizi üzmeye devam edecektir. Çocuk yaşta gelinler, çocuk işçiler, hapishanede büyümek zorunda kalan çocuklar, bebekler toplumun vicdanını kanatmıyorsa söylenecek söz yoktur. Hiç kimse anne babasının suçunu veya suçsuzluğunu çocuğuna ödetmek hakkına sahip değildir. Bunu ancak artık cahil, vicdansız, merhametsiz insanların toplumunda görebilirsiniz.

Günümüz çocukları ile büyüklerin geçmişte yaşadığı çocukluk arasında artık dağlar kadar fark vardır. Anne babanın artık günümüz çocuklarına bir şekilde ulaşması gerekmektedir. Bugünkü uyaranlar artık çok farklı. Anne babasından aynı evde ama uzakta yaşayan çocuklar anne babalarına ne zaman yakın olabilir? Bir de aile içi, kadına veya çocuklara şiddet varsa o evde o sevgi bağı kopmuş, sevgisizlik başlamış demektir. Bu gibi aileler bir an önce eski sevgi dolu günlerine dönmelidirler. Bunu yapamadıklarında çocuk, aile, toplum için ahlaki çöküntüye temel oluşturabilir.
Bugün problem olan yetişkinler dün bizim ihmal ettiğimiz çocuklardı. Yarın problem olacak yetişkinler bugün ihmal edeceğimiz çocuklar olacak. Tek bir çocuğu bile ihmal etmeyin değerli öğretmenler. Ülkemiz için, geleceğimiz için, ahiretiniz için…

Sahipsiz çocukların bayramda elini öpecek bir anne babaları bile yok. Her gece yatağa yattığında kimbilir hangi duydularla hıçkırıklara boğuluyor, gün içinde ise içlerinde fırtınalar koparken insanlarla iletişimde dik durmaya çalışıyorlar. Hayat belki onlara çocukluğunu bile yaşatmıyor. “Afganistan’da çocuk çok ama çocukluk yok.” der Khaled Hosseini Uçurtma Avcısı kitabında. Ne kadar acı bir cümle. Ülkelerinde savaş olmayan, barış ortamında, ruh dünyasında hayat savaşı veren o kadar çok çocuk var ki… Yürek dayanmaz.

Yaşça diğer kardeşlerinden biraz büyük bir çocuğun “Annesiz ya da babasız büyüyen çok kardeşlerim var benim.” sözünü duyduğumda çok üzülmüştüm. Kardeşlerine çocuk yaşta anne baba olmaya gayret etmiş, onlar için fedakarlıklar yapmaya başlamış. Allah’ın lütfu olan bu çocuklara toplum elinden geldiğince yardımcı olmalıdır.

Bu da yaşça büyümüş ama hâlâ çocuk kalmış birinden bir örnek. Şöyle anlatıyor yalnızlığını:
“6 yaşındaydım galiba, bir gün yine annemi özledim diye ağlarken dedem bana, her yağmur yağdığında annemin yer yüzüne indiğini söylemişti. Çocuk aklı tabi inanmıştım. Şimdi 23 yaşındayım ve hala ne zaman yağmur yağsa dışarı çıkar annemin gelmesini beklerim.”

Öğretmen olduğum için biliyorum; sınıf etkinliklerinde, veli toplantılarında anne veya babası vefat etmiş çocukların, -herkesin anne babası etkinliklerde kendi çocuğunu izlerken- gözü uzaklara dalar. Öğretmen sınıftaki bu çocukları iyi tanımalıdır. Anneler gününde sınıfta annesi ölmüş bir çocuğun yanında “Evladım peki sen Anneler Günü’nde annene ne hediye aldın?” diye sormamalıdır. Çocuğun ruh dünyasını alt üst etmemeli, yaralarını tekrar ve tekrar kanatmamalıdır. Bu hatay ancak öğrencisini tanımamış bir öğretmen yapabilir. Bu yüzden her öğretmen çocuğun kaldığı ev ortamını mutlaka ziyaret etmeli, öğrencisini iyi tanımalıdır. Belki çocuğun evinde kendine ait bir odası bile yok; belki ekonomik şartları iyi olmayan bir ailenin oğlu veya kızı, belki evde hasta veya felçli bir anneannesi, babaannesi ile kalıyor; belki sinirli bir ailenin içinde, belki de çok huzurlu bir ailede. Dedim ya öğretmen öğrencisini iyi tanımalı, anne baba rolüne girmeden öğrencisine kendi evladı gibi sahip çıkmalıdır. Allah’ın emanetidir çocuklar. En son anne babalı ailelerden bir örnek vereyim. Bir çocuğun itirafı: “Benim babam hep vardı; hala var ama hiç olmadı da, bir kere bile oturup dertleşmedim. Bana sadece saçma sapan nasihatlar verdi. Hayatımda bir kere bile bana “Nasılsın?” veya “Seni seviyorum” demedi. Babamın bana kattığı tek şey annemi onun sayesinde daha çok sevmiş olmam.” Çocuklarına aynı evin çatısı altında yalnızlık çektiren, baba sevgisinden mahrum eden babalar hayatın bir gerçeği ise babalığını sorgulasın herkes. Öğretmenler de bilmelidir ki, çocuklar size velilerin değil Allah’ın bir emanetidir. Bugün bu emanetlerin her birine ayrı ayrı sahip çıktıkça geleceğimizin aydınlığından söz edilebilir. Yazımı Sadi Şirazi’nin şu sözleriyle bitirmek isterim. Çocukların, yetimlerin, mazlumların ahından korunmak gerek. Yoksa vebali büyük olur.

 

Metin Özdemir

Etiketler: SAHİPSİZ ÇOCUKLAR
SendShareTweet
Önceki Yazı

YAŞIYORUM

Sonraki Yazı

EYVALLAH

admin

admin

Benzer Yazılar

Olga Tokarczuk: Zamanın ve Sözcüklerin Yolcusu
Lifestyle

Olga Tokarczuk: Zamanın ve Sözcüklerin Yolcusu

Ocak 29, 2025
MR. MUTLUKALP İLE AFRİKA ANILARI
Serbest Kürsü

MR. MUTLUKALP İLE AFRİKA ANILARI

Kasım 30, 2024
KİM DAHA
Serbest Kürsü

KİM DAHA

Kasım 21, 2024
SEYR-İ ALEM
Serbest Kürsü

SEYR-İ ALEM

Ağustos 7, 2024
BOŞ TENEKE TANGIRTILARI
SEMİH DEMİR

BOŞ TENEKE TANGIRTILARI

Haziran 18, 2024
ÇAMURLU RÜYA
Serbest Kürsü

ÇAMURLU RÜYA

Haziran 15, 2024
Sonraki Yazı
EYVALLAH

EYVALLAH

Popüler

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
KİTAP İNCELEMESİ “BURUN”

KİTAP İNCELEMESİ “BURUN”

Mayıs 15, 2024
İNSAN NEDEN YAZAR ve NASIL YAZMALI?

İNSAN NEDEN YAZAR ve NASIL YAZMALI?

Mart 7, 2024
Sayı 12

Sayı 12

Mayıs 15, 2024
ŞEB-İ YELDA DENEME YARIŞMASI“YAZSAM, HAYATIM ROMAN OLUR”

ŞEB-İ YELDA DENEME YARIŞMASI“YAZSAM, HAYATIM ROMAN OLUR”

Şubat 23, 2024
PAYINA NE DÜŞTÜ?

PAYINA NE DÜŞTÜ?

1
AZİZE KATARZYNA

AZİZE KATARZYNA

1
BİR AVUÇ DUA

BİR AVUÇ DUA

1
SAYI 2- AĞUSTOS 2020

SAYI 2- AĞUSTOS 2020

0
Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Nisan 25, 2025
ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

Nisan 22, 2025
Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Nisan 18, 2025
BU DA DEĞİL

BU DA DEĞİL

Nisan 17, 2025

Son Yazılar

Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Çok Beklenen Şeb-i Yelda 16. Sayısı Çıktı

Nisan 25, 2025
ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

ŞEB-İ YELDA DERGİSİ 16. SAYISI OKURLARIYLA BULUŞUYOR! 🎉

Nisan 22, 2025
Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Polonya’nın Milli Şairi: ADAM  MICKIEWICZ

Nisan 18, 2025
BU DA DEĞİL

BU DA DEĞİL

Nisan 17, 2025
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız
Mail: sebiyelda2020@gmail.com

© 2024 By Secret

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • HAKKIMIZDA
  • Dergilerimiz
  • Serbest Kürsü
  • Kitap
  • Resim
  • Anasayfa
  • Yazarlarımız

© 2024 By Secret

Bu web sitesi çerezleri kullanır. Bu web sitesini kullanmaya devam ederek çerezlerin kullanılmasına izin vermiş oluyorsunuz. Ziyaret edin Privacy and Cookie Policy.