FARELER VE İNSANLAR
“İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!” / John Steinbeck
Dostluk ve sadakat üzerine yazılmış en iyi romanlardan biri şu an elimdeki eser. John steinbeck’in “Fareler ve İnsanlar” adlı eseri. Kitapla ilgili düşüncelerime geçmeden önce yazarın kendi kitabıyla alakalı 1937 yılında söylediklerine bir bakalım;
“Ben kendim de bayağı uzun bir süre göçmen işçiydim. öykünün geçtiği yerlerde çalıştım. Karakterler bir yere kadar, çeşitli insanların karışımıyla ortaya çıktı. Lennie ise gerçek biriydi. Şu anda Kaliforniya’daki bir akıl hastanesinde. Onunla haftalar boyunca yan yana çalıştım. Gerçek Lennie bir kızı değil, bir ustabaşını öldürdü. Kızgındı, çünkü patron arkadaşını işten çıkarmıştı, Lennie de dirgeni karnına saplayıverdi. Bunu arka arkaya defalarca yapışını izlediğimi anlatmaktan nefret ediyorum. Onu, çok geç olmadan durdurmayı başaramadık.”
Kitap nobel edebiyat ödülü sahibi Amerikalı yazar John Steinbeck tarafından yazıldı. 1937 yılında raflarda yerini aldı. konusu ise iki arkadaş olan George Milton ve Lennie Small’in bir çiflikte yaşadıkları olayları anlatır. Roman, içinde pek çok konuyu işlemiş bir kitap. Bir insanın başka bir insana karşılık beklemeden iyilikte bulunmasını, güçlülerin, kendini diğerlerinden üstün görerek bunu daha da göklere çıkarmak için nasıl insanlıklarından uzaklaştıklarını, ırkçılığın somutlaştırıldığını, iyi niyetli insanların da büyük hatalar yapabildiğini, umudun insanı nasıl ayakta tuttuğunu gibi birçok mesaj içeren bir kitap. Ama final vurucu. İnsanın boğazını düğüm düğüm eden bir son. Ümitle ışıl ışıl olan bir dünyada aniden elektriklerin sonsuza dek kesilmesi gibi. Ne acı! Ne hüzün!
“İyi olmak için iyi niyetli olmak yetmez.” dese de kitap, kim olduğumuz niyetlerimizde saklıdır der biri. Bence de öyle. İyi niyeti kaldırırsak, iyiliği sonlandırırsak insanlığımızdan, geriye ne kalır ki? Ve ümit, o sihirli kelimenin ölmüş ruhlara bile can verdiğinin bir yansıması değil midir Candy’nin,Lennie’nin George’nin hayalleri?
Sonra, George’un Lennie ile dostluğundan bahsettiği meşhur sözleri gelir aklıma: “Biz onlar gibi değiliz. Bizim bir geleceğimiz var. Derdimizi paylaşacak, bizi seven biri var. Başımızı sokacak yer bulamadık diye barlara dalıp paramızı son kuruşuna kadar harcayanlardan değiliz biz. Öyleleri hapse girse, kimsenin umurunda olmaz. Ama biz öyle değiliz.” Arkadaşlığın bir paragraftan gönüllere tatlı bir meltem gibi süzülmesi değil mi sizce de bu ifadeler? O duyguyu tamamlayan bir başka replik de yine George’un ağzından dökülür satırlara.: “Çünkü tanıdığın biriyle gezmek yalnız olmaktan çok daha iyi.” Ne kadar basit, ne kadar sade ve ne kadar asude.
İnsanız özümüzde, hata yapar, kanar, şaşarız. Romanda geçen, hayatımızı şifreleyip, bir cümleye sığdıran ifadelerden biri de şudur; “Farkına varamadığımız her şey, bizim en büyük hatamız olmaya mahkumdu.’ İnsanız dedik ya a dostlar! Yalnızlığı sevmeyiz, hiç gelemeyiz yalnızlığa. ”Kimsesi yoksa delirir insan. kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. inan bana insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır.’‘ ifadeleri yalnızlık Allah’a mahsustur sözünü hatırlatmaz mı tekrardan bizlere?
Biraz da kitabın dışına çıkalım isterseniz, yani gerçek dünyaya. Kitap kullanılan dilden ötürü çok defa sansüre uğramış ve bazı ülkelerde yasaklanmış ve okulların müfredatından çıkarılmış. Neden mi? Belki, kitabın ötanaziyi desteklediği iddiası belki işveren aleyhinde olması veyahut küfürler ve ırkçı ifadeler içermesi en nihayetinde karakterler tarafından bayağı ve saldırgan bir dilin kullanılması söylenegelir. Yasakçı zihniyet için gerekçeler çok önemli değildir zaten. Düşünceler sığ ise burnunuzun ucunu göremezsiniz. Bu kitapta önemli olan sizin neyi aldığınız ve neye dikkat ettiğinizdir. Sabahtan beri neyden bahsediyorum size, dostluktan,arkadaşlıktan. Hem şöyle değil miydi o söz, “Aynı yöne bakanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir.”
Hatırlatmakta fayda var, kitap 21. yüzyılın en fazla sorgulanan kitapları arasında gösterilmiş, hikaye daha önce de söylediğim gibi 1930’lu yıllarda Amerika’da Kaliforniya eyaletinde geçiyor.
İngilizcesi “of mice and men” olan realist türden bir eser olan Fareler ve İnsanlar, bir çok filme konu olmuştur. Kitabın film halini merak edenler varsa, bu trajik romanın 1992 tarihli sinema uyarlaması oldukça etkileyicidir. Etkilediği filmlerden ilk akla gelenler: One flew over the cuckoo’s nest, Rain man, Abim vb.
Kitaba dönecek olursak tekrar,kitabı üç günde bitirdim. Ama bitirmek istemediğim kitaplardandı. Ne yalan söylüyeyim, sonunu bilseydim belki de o kitabı hiç bitirmezdim. Steinbeck’in son cümlesini okuduktan sonra aklıma ve yüreğime takılan tek bir soru kaldı, cevaplayamadığım;” İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı var mıdır?”
Dr. Ahmet Aydın