“İnsan neden yazmak ister?” sorusunun birden çok cevabı vardır. Mesela “adını ölümsüzleştirmek için” diyebiliriz. Kişi düşüncelerini kağıda dökerek birçok kişi tarafından okunup hatırlanmasını isteyebilir. Yazar, kapağında isminin olduğu bir kitabın, çocuklarına bırakabileceği değerli bir miras olduğunu düşünebilir. Yazmaktan amaç “mutluluk” da olabilir. İnsan yazarak kendini mutlu hissedebilir. İnsanı bir hareket, bir eylem yapmaya sevk eden birçok neden var. Ya o işten zevk alır, ya da o işi yapması ona bir menfaat sağlar. Bu fayda maddi veya manevi olabilir. Parasal getiri sağlayabilir, ün kazandırabilir, makam sahibi yapabilir veya Allah rızası için ya da ahiret kazancı için yapar. Bunların hepsi sonunda insana mutluluk verir. Yazarak etrafında bir hayran kitlesi oluşturmayı da düşünebilir insan. Bir diğer yazma nedeni “kendini kabul ettirmek” olabilir, yani statü kazanmak, toplumda saygın bir kişi olarak bilinmek.
- Murat İrat, “İnsan Neden Yazar?”1 başlıklı makalesinde yazmaya sevk eden amiller arasında tanınmak, şöhret sahibi olmak, yaşadıklarını veya yaşamadıklarını anlatmak, isteyip de yapamadıklarını ya da istemeden yaptıklarını söylemek, yeni bir dünyayı hayallerinde kurmak, yalnızlığını yazarak gidermeye çalışmak, yaşadığını ispat etmek gibi sebepleri sıralıyor. Yazar Güray Süngü bir söyleşisinde “Bir sanat eseriyle uğraşma, onu yontmaya çalışması çabası aslında insanın kendisini yontma ve kendini bulma çabasıdır.”diyor2. Çünkü edebiyat da bir sanattır. Güzel söz söyleme sanatıdır. İnsan düşüncelerini müzik, resim, heykel veya bir edebi eserle ifade edebilir. Yazmak bir bakıma “kendisi olmak, kendisini ifade etmek” çabasıdır. Nimet Yavuz bir yazar olarak kendisinin de “insan neden yazar?” sorusunun içinden çıkamadığını söylüyor ve ekliyor: “Sanırım insanoğlu derdini konuşarak zihninde ve gönlündekileri tam olarak anlatamadığı kanısına vardığında yazmaya başlıyor” 3. Ünal Çamdalı, yazma sebebi olarak şunu söylüyor: “İnsanoğlu duygu ve düşüncesini ifade ederken mutlaka varlığını ortaya koymaya çalışmaktadır. Ben de varım demektedir. Sesinin duyulmasını istemektedir.”4 Emine Sütçü’ye göre yazanlar arasında“başkaldıranlar, varlıklarını kanıtlayanlar, inançlarına hizmet edenler, etrafına kör ve sağır olmadığını kanıtlayanlar, düzeni savunanlar ya da düzenden savrulanlar, geleceğinden endişe duyanlar, topluma ulaşmak isteyenler, ya da toplumla paylaşmak isteyenler” bulunur5. Halil İbrahim Balkaş “İnsan neden yazar olmak ister?” sorusuna şöyle cevap veriyor: “Yanıt çok açık: Okuduklarından hoşlandığı için. Bir gün o insanın söylemek istedikleri olacaktır; bir gün kimselerin aklına gelmeyen bir şeyleri ortaya koymak, bir gün yanlış giden bir şeylerin olduğunu haykırmak, bir gün ruhundan fışkıran bir takım güzellikleri paylaşmak isteyecektir. Yazının güzelliği ve kendinden çıkışla üretmek ona büyük tat verecek, onu doyuracaktır.”6 Ayşen Şahin’in “insan neden yazar?” sorusuna cevabı şöyle: “Bildiği vardır, araştırmıştır, öğrenmiştir. Kaynak olsun diye, öğretmek için yazar. Yazarken kendini fark ediyordur, kendini bulmak için yazar. Aklı durmuyordur, söylese dinleyecek birini bulmak zordur. Yazar ki okuru onu bulsun. Kimisi okunsun diye yazar, kimisi kendine yazar.”7
Ünlü yazarlar “neden yazıyorsunuz?” sorusuna farklı cevaplar vermişler8.
Joan Didion: “Ne düşündüğümü, neye baktığımı, ne gördüğümü ve bunun ne anlama geldiğini anlamak için yazıyorum. Ne istediğimi ve neden korktuğumu anlamak için.”
Don DeLillo: “Yazma kişisel bir özgürlüktür. Etrafımızda gördüğümüz kitle kimliğinden bizi kurtarır yazmak. Yazarlar birey olarak hayatta kalmaya çalıştıkları için yazarlar. Ben ne kadar bildiğimi öğrenmek için yazıyorum. Yazmak benim için, düşüncenin üstüne odaklanılmış hali. Eğer yeteri kadar odaklanamazsam, bazı fikirler hiç gün yüzü göremez.”
Stephen King, yazmanın “hem kendisinin hem de okurun hayatını zenginleştirmek için” olduğunu belirtiyor. King’in korku ve gerilim dolu romanlar yazmasının ise yazma şekliyle hiç alakası yok: “Bu güzel uyanmak, iyi olmak ve her şeyi aşmakla ilgili, mutlu olmakla ilgili.”
William Somerset Maugham’ a göre yazmak en yüce tesellidir.
Ernest Hemingway, “Amacım, gördüğüm ve hissettiğim şeyleri olabildiğince iyi ve basit bir şekilde kağıda dökmektir.” diyor.
Terry Pratchett’e göre yazmak, tek başınıza yapabileceğiniz en eğlenceli şeydir.
Mickey Spillane’ye göre eğer bir şarkıcıysanız, sesinizi kaybedersiniz. Bir beyzbol oyuncusu, kolunu. Yazar ise daha fazla öğrenir ve eğer iyi bir yazarsa, yaşlandıkça daha iyi yazar.
Anne Rice’a göre yazarlar aklına takılanlarını, takıntılı oldukları şeyleri yazarlar diyor ve ekliyor: “Ben annemi 14 yaşımdayken kaybettim. Kızım 6 yaşındayken öldü. Bir Katolik olarak inancımı yitirdim. Ben yazarken, o karanlık hep orada. Acı neredeyse, ben oraya gidiyorum. Kelimeleri çok seviyorum. Onlarla şarkı söylemeye, konuşmaya bayılıyorum; itiraf etmeliyim ki, ben onları yazma zevkine de kapıldım.”
- Scott Fitzgerald, “Bir şey söylemek için değil, söyleyecek bir şeyin olduğu için yazarsın.” diyor.
Judy Blume’a göre “Yazarlar, içlerindeki hikayeler dışarı çıkmak için adeta yandığından yazar. Yazmak, iyi olmamız adına önemlidir.”
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’ye göre “söylenen ya da yazılan zarif, ölçülü, âhenkli, dil kurallarına uygun sözler veya bu çerçevedeki sözlerden bahseden ilim diyebileceğimiz edebiyat; aslında terbiye, nezaket, zarafet ve haddeden geçme, kıvama erme mânâlarına hamledeceğimiz “edeb” kökünden gelmektedir. Edebiyat, sadece insanlar arasında yazı yazma ve söz söyleme sanatlarıyla laf ebeliği yapmak, beğenilen sözler üretmek mesleği değildir. O, belâgat ve fesahat buudlarıyla, söz söyleme sanatını sevimli hâle getirerek, gündelik dili en temiz, en nezih, en sevimli ve kalıcı malzemeyle beslemenin, süslemenin, zenginleştirmenin suyu-havası, incisi-mercanı ve kullandıkça, harcadıkça çoğalan hazinesidir.”9
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de bazı gazetecilere hitaben “Ey gazeteciler! Edipler edepli olmalı; hem de edeb-i İslâmiye ile müteeddib olmalı” demiş ve sözlerini çarpıtanlara, “Ben ki ümmî bir köylüyüm; böyle cerbezeli ve muğalâtalı ve ağrazlı muharrirlere nasihat ettim. Demek cinayet işledim.” diyerek kinayeli bir cevap vermiştir.10
Cenab-ı Hak Rahman Suresinin hemen başında, “İnsanı O yarattı. Ona beyanı (anlama ve anlatmayı) öğretti.”11 buyuruyor. Burada insana verilen özelliklerin en önemlisinin, duygu ve düşüncelerini açıklayabilme, konuşma ve anlatma yetisi olduğuna işaret edilmektedir. Bu âyetlerde insanı insan yapan akıl nimeti ve muhâkeme gücünün pratiğe yansıyan yüzü ön plana çıkarılmaktadır12. Esra Hacımüftüoğlu’na göre “zaten bütün peygamberlerin tebliğleri de söz iledir ve Kur’ân’ın ifadesiyle ‘Onlara sözlerin en güzelini söylemek nasip edilmiş…tir’13. O halde söz söylemek sıradan bir iş değil, aksine sorumluluklar gerektiren bir eylemdir”14.
Yazma ve paylaşma tutkusu
Yazma eylemi bir edebi faaliyet ve geleceğe iz bırakma işlemidir. Yazar arkasında edebe uygun iz bırakmakladır. Günümüzde sosyal medyanın ön plana çıkması ve paylaşımların hızla okura ulaşması sebebiyle “fast food” kültürüne uygun biçimde yazılar ortalığa dökülüyor. Metinler hızla yazılıyor ve tüketiliyor. Edebi mülahazalar maalesef gözardı ediliyor. Sosyal medya fenomenleri takipçi sayısının çokluğuyla öğünüyor. Takip edenlerin hoşuna gidecek paylaşımlar yapmayı günlük işlerinin ilk sırasına yerleştiriyor ve adeta takipçilerini memnun etmek için çabalıyorlar. Burada karşılıklı bir mutluluk var. Ama bu yapay bir mutluluk ve devam etmesi, çıtayı sürekli yükseltmeye bağlı. Aksi takdirde takipçiler azalacak, sonunda mutluluk da kaybolacak. Yani “durursan düşersin” durumu söz konusu. Bu bir tür bağımlılık, yani eski tabirle yazmaya müptela olmak. Böyle hızlı ve sık yazma tutkusu orijinaliteden uzaklaşmaya ve suniliklere yol açıyor. Edebiyat da edebini kaybediyor. Peygamber Efendimizin(SAV), hayânın ve az konuşmanın imanın iki alameti ve çirkin söz ile gereğinden fazla konuşmanın ise nifağın iki alameti olduğuna dair hadisleri de bulunmaktadır15. Allahu Teâla’nın insanlarda temel bir söz disiplininin yerleşmesi için Kur’an-ı Kerim’de verdiği şu temsil de oldukça dikkat çekicidir14: “Görmedin mi, Allah güzel bir sözü (kelime-i tayyibe) nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. Kötü bir sözün durumu da (kelime-i habîse); yerden koparılmış, ayakta durma imkânı olmayan kötü bir ağacın durumu gibidir. Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle (el-kavlu’s-sabit) sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır. Ve Allah dilediğini yapar.”
Yazdıklarımızın etkili olabilmesi için belagatlı yani beliğ olması gereklidir. Belagat, en özlü ifadeyle, yormadan ve yorulmadan manaları karşı tarafa aktarma sanatı olarak tanımlanır. Buna göre beliğ söz, muhatabı etkileyecek sözlerin usulünce söylenmesidir. Bunun sonucunda muhataplar etkilenir ve kendilerinde bulunan olumsuzluklardan vazgeçmeleri sağlanırır14. Bu manada Bediüzzaman Hazretlerinin Risale-i Nur Külliyatı ve Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin eserleri günümüzün en önemli belagat örneklerindendir.
Yeni nesilleri edebiyatın sihirli iklimi vasıtasıyla gerçeklerle tanıştırmak, onları güzel söz ve yazı aşığı yapmak ve sonunda onlardaki olumsuz davranışları olumluya çevirmenin, günümüzün eli kalem tutanları için önemli bir görev olduğunu düşünüyorum.
Prof.Dr.Zafer Ayvaz
Dipnotlar
1https://www.birgun.net/haber/insan-neden-yazar-169174
2 http://www.tv111.com.tr/haberler/insan-neden-yazar-293.html
3 http://www.batmancagdas.com/bir-insan-neden-yazar-makale,12382.html
4 http://www.kayserihaber.com.tr/kose-yazilari/insan-nicin-yazi-yazar-ve-nicin-sanat-yapar-7168.html
5 http://www.kibrispostasi.com/mobile/article-3513-KIBRIS_POSTASI_GAZETESI/insan-neden-yazar
6 https://www.halilibrahimbalkas.com/edebiyat-ajansi/yazilar/insan-neden-yazar-olmak-ister/
7 https://www.evrensel.net/yazi/80720/gereksiz-kelimeler-ve-faydasiz-hisler
8 http://www.sabitfikir.com/haber/insan-neden-yazar
10https://sorularlarisale.com/risale-i-nur-kulliyati/divan-i-harb-i-orfi/9
11Rahman Suresi, Ayet: 3-4.
12https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Rahm%C3%A2n-suresi/4904/3-4-ayet-tefsiri
13Hac Suresi, Ayet:24
14https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/31225
15Müsned, V, 269; Tirmizi, Birr, 80
16İbrahim Suresi, Ayet:24-27.