İRENA SENDLEROWA: 2500 YAHUDİ ÇOCUĞU NAZİLERİN ELİNDEN KURTARAN KAHRAMAN HEMŞİRE / Prof. Dr. Zafer Ayvaz
1910 yılında Varşova’da bir doktorun kızı olarak dünyaya gelen İrena, İkinci Dünya Savaşı sırasında hemşire olarak görev yaptı ve 2500 Yahudi çocuğu Nazilerin elinden kurtardı. Hastalarının çoğu Yahudi olan babası, onu sosyal statüleri ve etnik kökenleri ne olursa olsun insanları sevmesi ve saygı duyması için yetiştirmişti. Diğer doktorlar Yahudi çocuklarını tedavi etmeyi kabul etmezlerken onun babası tedavi etti ve bu esnada kaptığı tifüs hastalığı sonucunda 1917 yılında hayatını kaybetti. O sırada İrena 7 yaşındaydı.
İrena’nın Yahudi karşıtı ırkçı politikalara itirazı Varşova Üniversitesinde öğrenciyken başlamıştı. Üniversite yönetimi kendisine Yahudi arkadaşlarıyla aynı sırada oturamayacağını söylendiğinde onun cevabı, “O halde bugün ben de bir Yahudi’yim” olmuştu. Bunun ardından Varşova Üniversitesi ile ilişiği kesildi. Doğru bildiği yoldan şaşmayan İrena İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin yaşadığı Varşova gettosunda hemşirelik yapmaya başladı. Bu esnada Polonya Yeraltı Direniş Örgütü çocuk bölümünün başkanlığını yaptı.
Polonya’yı işgal eden Naziler 1 Nisan 1940 tarihinde Varşova’da Yahudiler için bir getto kurmuşlardı. Burası Nazilerin işgal ettiği diğer bölgelerde kurmuş olduğu 400’den fazla gettonun en büyüğüydü. Burada yaklaşık 400.000’den fazla Yahudi yaşıyordu. Bu gettoda Romanlar da bulunuyordu. Nazilerin Yahudileri öldürmeye başlamasıyla 250 ila 300 bin getto sakini Treblinka imha kampına gönderildi. Burada Temmuz 1942 ve Ekim 1943 arasında 800.000’i Yahudi olmak üzere yaklaşık 850.000 kişi öldürüldü. Kampta ölenlerin %99,5’i Yahudi asıllıydı.
İrena, Varşova Gettosundaki insanlık dramına seyirci kalamadı. Almanların tifüs salgını korkusundan yararlanıp, sağlık kontrolü yapmak gerekçesiyle gettoya girip çıkmaya başladı. Polonya’daki Żegota isimli Yahudilere yardım kuruluşu, 16 bloktan oluşan Varşova gettosunda yaşamaya zorlanan yaklaşık 450 bin Yahudi’ye gıda, ilaç ve giysi yardımında bulunuyordu. Bu örgüt Yahudi ailelere yardımcı olmak üzere 3.000 ‘den fazla sahte belge hazırladı. İrena, gettoda yaşayan çocukları oradan gizlice çıkarmak ve hayatlarını kurtarmak için çeşitli yollara başvurdu. Ambulansta sedyenin altında veya sırt çantalarında çocukları kaçırdı. Ayrıca kanalizasyon borularından yer altı tünellerine, el arabasındaki çuvallardan, bavullara ve hatta ceset torbalarında çocukları taşımaya kadar her yolu kullandı. 25 kişilik ekibiyle birlikte, 1940 ve 1943 yılları arasında 2500 çocuğu gettodan çıkararak hayatlarını kurtarmayı başardı. Getto dışına çıkarılan çocuklara sahte isimler verildi ve Yahudilerin yaşamamış olduğu bölgelere yerleştirdi. İrena’nın kulağında daima tifüsten ölen babasının ona söylediği şu son sözler çınlıyordu: “Boğulan birisini görürsen, atlayıp onu kurtarmayı denemelisin, yüzme bilmiyor olsan bile.”
İrena, ailelerinin çocuklarına tekrar kavuşabilmesi için; çocukların isimlerini sigara kağıtlarına yazıp cam kavanozlara yerleştirerek komşusunun elma ağacının dibine gömdü. Bu faaliyetleri Gestapo tarafından fark edilince tutuklandı ve aylarca işkence göreceği Pawiak Hapishanesi’ne atıldı. Ne var ki gördüğü tüm işkenceye rağmen ekibini ele vermedi. Ve sonunda, arkadaşları tarafından Alman gardiyanlara ödenen rüşvet sayesinde; kolları ve bacakları kırık, bilincini kaybetmiş vaziyetteyken atıldığı bir odunluktan sağ kurtulmayı başardı.
İrena, sosyal yardım kuruluşlarında çalışmaya savaştan sonra da devam etti. 1965’te İsrail’deki Yad Vaşem Holokost Müzesi tarafından ödüllendirildi. Ancak o zamanki komünist yönetim İrena’nın İsrail’e gitmesine izin vermediği için bu ödüle ancak 1983’te sahip olabildi. 2003 yılında Papa II. Jan Paul İrena’ya savaştaki çabalarını öven özel bir mektup gönderdi. İrena’nın hayatı, Anna Mieszkowska’nın kaleme aldığı “Soykırım Çocuklarının Annesi” adlı romana konu oldu. Ayrıca “Bir Kavanozdaki Yaşam” adlı tiyatro oyununda canlandırılırdı. 2007 yılında Polonya Devlet Başkanı Lech Kacyznski, İrena’yı Nober Barış Ödülü’ne aday gösterdi. Ancak o yıl bu ödül Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore’a ve Devletler Arası İklim Değişikliği Paneli’ne verildi.
Kendisini kahraman olarak görmeyen, “Ben normal olanı yaptım. Daha fazlasını yapabilirdim. Bu pişmanlık beni ölene kadar takip edecek” diyen İrena, 2007 yılında bir televizyon kanalı ile yaptığı son röportajında şöyle demişti: “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra insanlığın bazı şeylerin farkına vardığını ve bir daha asla yaşanmayacağını düşünmüştük. Oysa hiçbir şeyin farkına varılmamış. Din, etnik köken ve milliyetlere dayalı savaşlar hâlâ devam ediyor. Ancak her şey farklı olabilir; yeter ki sevgi, alçakgönüllülük ve hoşgörü bizlerle olsun”.
2008 yılında 98 yaşında vefat eden İrena Sendlerowa’nın kabri Varşova’da Powązkowski mezarlığındadır.