“Geçici olan bir anın bile, zengin bir geçmişi vardır.”
(2 Temmuz 1923, Poznań – 1 Şubat 2012 Krakow)
1996’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan, Zbigniew Herbert ve Tadeusz Różewicz ile birlikte çağdaş Polonya şiirinin önde gelen temsilcisi olarak kabul edilen Polonya’nın yetiştirdiği en büyük şairlerden biridir Wisława Szymborska.
Yıllardır akciğer kanseri ile mücadele eden Szymborska’nın, son günlerine kadar şiir yazdığı belirtiliyor . Szymborska şiirlerini daha çok insanlığa dair gerçeklik ve tarih çerçevesinde insanlığın yaşadığı ironiler üzerine yazmıştır. İroni ustası olarak tanınır.
Aşk, ölüm ve geçmiş gibi karmaşık konuları, basit objelerle ve sıradan resimlerle tasvir etmesiyle bilinir. Saf şiirin peşinde bir şairdir O.1957 yılından beri şiir yazıyordu, nazi zulmünü yaşamıştı ve stalinci zihniyetin baskısını görmüştü.
1923 yılında Polonya’nın batısındaki Kornik’te dünyaya gelen Wislawa Szymborska, sekiz yaşında ailesi ile birlikte taşındığı Krakow’dan ayrılmadı. Krakow Jagiellonian Üniversitesi’nde Polonya Edebiyatı ve Sosyoloji öğrenimi gördü. On altı şiir kitabından ilkini 1952’de yayımladı. Denemeler, eleştiriler yazdı. Fransız şiirinden çeviriler yaptı. Şiirlerinde yanıltıcı bir yalınlıkla günlük konuşma dilini kullanarak insanın soyutlanışını araştırdı, çoğunlukla bireyin benzersizliğini vurgudı.
Szymborska, 1939 yılında Naziler Krakow’u ele geçirdiğinde Yahudilerin toplama kampına gönderilmelerini engellemek için demiryollarında işçi olarak çalışmaya başladı. *1
“Burada yatıyor birkaç şiir yazmış biri,
modası geçmiş parantezler gibi. Ölüye
Hiçbir edebiyat grubuna katılmadığı halde
Sonsuz bir dinlenme bağışlamış toprak.”
1952-1981 yılları arasındaki haftalık kültür gazetesi “Zycie literackie”’de şiir editörlüğü yaptı.1963 Polonya Kültür Bakanlığı Ödülü’nü,1991 Goethe Ödülü’nü,1995 Herder Ödülü’nü, 1996 Polonya PEN Klüp Ödülü’nü ve 1996 Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Şiirleri ondan fazla dile çevrildi. 1996’da nobel ödülü aldığında 73 yaşındaydı ve o zaman “bu yaştan sonra başımı hiç bir şey döndüremez” demişti.
‘ŞİİR SUSKUNLUKTA DOĞAR’
Çalışırken gizli gizli üniversiteye giden Polonyalı şair Szymborska, savaştan sonra sosyoloji ve edebiyat eğitimi aldı ama üniversiteyi bitiremedi. Szymborska’nın, ilk şiirlerinde sosyalizmin etkisi görülür. Daha sonra sosyalizmden duyduğu hayal kırıklığını dile getirmekten çekinmeyen Szymborska, kamuoyundan uzak yaşamasını seyrek verdiği bir röportajda, “ben kültürel bir kurum değilim. Kendimi sürekli gösteremem. Sabah sekizden akşam ona kadar konuş, konuş, konuş… Susmak için zamana ihtiyacım var. Çünkü şiir suskunlukta doğar”sözleriyle gerekçelendirirdi. (*2)
Szymborska’nın “Nic dwa razy (nothing twice)” kitabı 1997 yılında yayınlanmış ve şairin tüm seçme şiirlerini içine alan bir eseridir. Kitaplarından bazıları: Bunun İçin Yaşıyoruz, Kendime Sorular, Yeti’ye Sesleniş, Tuz, Eğlencenin Sonu Yok, Bir Varil Kahkaha…
Şairin Türkçe’ye çevrilmiş tek kitabı vardır. “Başlıksız da olabilir” (*3)
Szymborska’nın “Nic dwa razy” “Hiçbir Şey Olmuyor İki Kez” şiiri insanların gönlünde ayrı bir yer eder. Insanı en saf haliyle anlatan bu yalın şiiri, Türkçe’ye de Neşe Tülay ve Agnieszka Aysen tarafından tercüme edilmiştir.
Hiçbir Şey Olmuyor İki Kez
Hiçbir şey olmuyor iki kez
ve olmayacak da. Bu nedenle işte
deneyimsiz doğmuşuz
ve rutinsiz öleceğiz.
En aptal öğrencileri
olsak da dünya okulunun
yinelemeyeceğiz dönemi
ne kışın, ne de yazın.
Yinelenmeyecek tek bir gün bile,
birbirine benzer iki gece yok.
Ne aynı olan iki öpücük,
ne de gözlere bakan aynı bakışlar.
Dün, hani birisi adını söylediğinde
yanımda yüksek sesle,
bir gül düşmüştü sanki
açık bir pencereden içeri
Bugün birlikte olduğumuzda
Çevirdim yüzümü duvara
Gül? Gül nasıl görünürdü sahi?
Çiçek miydi? Taş mı yoksa?
Sen, o kötü saat
neden karışıyorsun gereksiz korkuyla.
Varsın – öyleyse geçmelisin.
Geçeceksin – işte güzel olan.
Yarı sarılmışız gülümsüyor,
Anlaşmayı deniyoruz,
Birbirimizden farklı olmamıza karşın
İki saf su damlası örneği. (*4)
Her bir Polonyalı’nın kalbinde yaşar şimdi Wislawa. Kimisinin fotoğraflarında,kimisinin dudaklarında. Ve şöyle der Şiirin Mozart’ı “Mezar Taşı Yazısı” adlı şiirinden tüm insanlığa.
“Burada yatıyor birkaç şiir yazmış biri,
modası geçmiş parantezler gibi. Ölüye
Hiçbir edebiyat grubuna katılmadığı halde
Sonsuz bir dinlenme bağışlamış toprak.
Mezarın sadeliği mi? Şiirsel bir doğruluk var onda.
Üzerinde bir baykuş, ağırbaşlı mavi kantaron çiçekleri.
Buradan geçen yolcu, çıkar dizüstü bilgisayarını, bas “POWER”a,
Szymborska’nın yazgısını düşün biraz.”
ESERLERI:
Dlatego żyjemy (1952),Pytania zadawane sobie (1954),Wołanie do Yeti (1957), Sól (1962),101 wierszy (1966), Sto pociech (1967), Wiersze wybrane (1967),Poezje wybrane (1967),Wszelki wypadek (1972),Wielka liczba (1976), Ludzie na moście (1986),Poezje: Poems (1989),Lektury nadobowiązkowe (1992), Koniec i początek (1993),Widok z ziarnkiem piasku (1996), Sto wierszy – sto pociech (1997), Chwila (2002), Rymowanki dla dużych dzieci (2003), Dwukropek (2005)
Kaynakça :
*1 Https://www.uludagsozluk.com/k/wislawa-szymborska/
*2 Fulya CANŞEN ntvmsnbc / 02 Şubat. 2012 Perşembe
*3 Çeviren: Neşe Taluy Yüce ve Agnieszka Ayşen Lytko, İyi Şeyler Yay., 1998
*4 Çeviri: Neşe Taluy Yüce – Agnieszka Ayşen Lytko
Derleyen: Dr.Ahmet AYDIN